Isıdan değil, ustalıktan pişen et | buykibris.com

Enişte Meyhane’de ateşin dili vardır…
Alev yükselir, duman döner, etler ses verir.
Masanın en çok beklenen anı işte bu ızgaranın başında başlar.

Kuzu kaburga, pirzola, kanat, şiş…
Her parça önce ateşle selamlaşır, sonra kendi yağında mühürlenir.
Bu mangalda her is kokusu, her çıt sesi, yılların ustalığının izidir.
Biz etin “pişti” demesine değil, ateşin “tamamdır” demesine bakarız.

Izgaraya dizilen etler sadece pişmez;
Yavaş yavaş renk alır, suyunu içinde saklar, dışı hafif kızarır, içi tam kıvamında kalır.
Yanına Enişte’nin meşhur kekikli ekmeği konur, sıcak sıcak yağını çeker…
Bir köşede közlenmiş patates, diğer köşede hafif hafif kızaran pastırma eşlik eder.

Mangalın başından gelen her tabak, meyhanede başka bir ses çıkarır:
Kadehlerin şıngırtısı değişir, sohbet koyulaşır, masada herkes biraz daha “eve gelmiş gibi” olur.
Çünkü bizde mangal, yemek değil; dostluğun törenidir.

Enişte Meyhane’nin mangalı, her gece ateşe değil;
Gelen misafirin keyfine göre yanar.
O yüzden tadı her defasında başka, her defasında unutulmazdır.